Bugüne kadar binlerce bireyin takip edildiği bir sağlık biriminde amaç, sadece uyku süresini artırmak değil, kaliteli ve düzenli uyku alışkanlığı kazandırmak.
Bir iç hastalıkları uzmanı, uyku bozukluklarının hem dünyada hem de ülkede yaygın bir sorun haline geldiğini, bu durumun birçok kronik hastalıkla ilişkili olduğunu ve sağlık otoritelerinin bu konuyla ilgili çeşitli çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
Uzman, uyku düzeni kazandırmak için multidisipliner bir yaklaşım benimsediklerini vurguladı. Uyku problemlerinin büyük bir kısmının altında psikolojik etkenlerin yattığını, bu nedenle psikoterapi desteğinin oldukça etkili olduğunu ifade etti.

Bu bütüncül yaklaşımın önemine değinen uzman, “Psikolojik destek hizmetiyle birlikte bireylerin uyku alışkanlıklarını düzenlemeye yönelik çalışıyoruz. Uyku günlüğü tutturuyoruz, bireylerin gündelik yaşam alışkanlıklarını takip ediyoruz.
Uyku düzenine kavuştukça bağışıklık sistemlerinin güçlendiğini, stres düzeylerinin azaldığını ve metabolik parametrelerde olumlu değişiklikler olduğunu gözlemliyoruz,” dedi.
Birimde, uyku kalitesini ölçmeye yönelik testler yapılabildiğini ve hastaneye başka bir nedenle gelen bireylerin de bu testlerle kendi uyku düzenlerini değerlendirme imkânı buldukları belirtildi.
Düzenli uyku alışkanlığıyla migren şikayetleri azaldı
Genç bir birey, iki yıl önce yoğun migren şikayetleriyle başvurduğu sağlık merkezinde uyku düzeniyle ilgili birime yönlendirildiğini ve burada edindiği alışkanlıklarla sağlık durumunda ciddi iyileşmeler yaşadığını aktardı.
Geceleri aynı saatte yatıp sabah aynı saatte kalkmaya başladığını, telefon kullanımını sınırlandırdığını ve uyku hijyenine dikkat ettiğini belirten birey, “Eskiden gece geç saatlere kadar uyanıktım, sabahları yorgun uyanıyordum.
Şimdi düzenli uyuyorum, migren ataklarım neredeyse bitti. Gün içinde daha enerjik hissediyorum,” dedi.
"Gelenler genellikle ilaç önerisi bekliyor, ama biz alışkanlık değişikliği öneriyoruz"
Bir diyetisyen, uyku ile beslenme arasında güçlü bir ilişki olduğunu, bireylerden birkaç günlük uyku ve beslenme günlüğü tutmalarını istediklerini, bu sayede hem bireyleri tanıdıklarını hem de bireylerin kendilerini daha iyi fark etmelerini sağladıklarını ifade etti.

Bu ön değerlendirmelerin ardından kişiye özel planlama yaptıklarını anlatan diyetisyen, şöyle devam etti:
“Uyku hijyeni kadar akşam yemeği saatleri, kafein tüketimi, gün içindeki hareketlilik de çok önemli. Çoğu kişi bizden hemen çözüm sunacak ilaçlar ya da hızlı etkili öneriler bekliyor. Ama biz yaşam tarzı değişikliğinin uzun vadede çok daha etkili olduğunu vurguluyoruz. Örneğin, bir danışanımız sadece düzenli uyuyarak hem migren hem de sindirim sorunlarında önemli iyileşmeler yaşadı. Uyku, fiziksel ve ruhsal sağlığın temel taşıdır.”
(Muhabir: Furkan Öztürkmen) |