Kayseri Haberleri , Kayseri Firmaları ve Tüm Bilgiler.
 
ANASAYFAKAYSERİFİRMA REHBERİSERİ İLANLAR EĞLENCE KÜLTÜR & SANAT SPOR HABER ARŞİVİ RESMİ REKLAMLARKÜNYE
Anne & Çocuk & Bebek   |   Bilim Teknik   |   Finans   |   Sağlık   |   İş & Eğitim   |   Hava & Yol   |   Resimler   |   İstatistiklerimiz   |   Reklam   |   İletişim

menu 1
Kültür - Sanat
Önemli Linkler
Kayseri Kent Portalı > Kayseri Kültür Sanat > Genel Kültür & Maneviyyat / Engizisyon’dan, Haçlı Seferlerine, Mezhep Savaşlarına… Katolikliğin Kan Dosyası
<<Önceki  Sonraki>>

Engizisyon’dan, Haçlı Seferlerine, Mezhep Savaşlarına… Katolikliğin Kan Dosyası

Hıristiyanlık ilk üç asrında yasaklı bir din olarak varlığını sürdürmüştür. Resmi otoriteler tarafından en ağır işkence ve şiddet olaylarına maruz kalan Hıristiyanlar, bu dönemi “Şehitler Dönemi” olarak telakki etmekte ve bununla övünmektedir. Ancak M.S. 313 Milano Fermanı ile imparatorluğun koruması altına giren ve sonraki süreçte devletin resmi dini haline gelen Pavlosçu kilise, din konusunda sadece kendisinin belirleyici olduğu iddiası ile, dini kendi tekeline almış ve devletin gücünü arkasına alarak kendisine muhalif olanları sapkın (Heresy) olmakla itham etmiştir. Muhaliflerine karşı adeta bir sürek avı başlatan kilise, geçmişte kendisinin şikâyetçi olduğu baskı ve şiddeti fazlasıyla, üstelik de kendi dindaşlarına karşı uygulamaktan çekinmemiştir.

Kilise bu şiddet eylemleri ile tarihe damgasını vuracak, bu olaylar yüzyıllar boyu sürecek olan kanlı mezhep savaşlarına sebep olacaktır. Bu kavgaların sonunda Hıristiyanlık; Katolik, Ortodoks ve Protestanlık diye farklı mezheplere ayrılacaktır.

Devletin gücünü arkasına alan kilise ilk toplu şiddet eylemlerini dördüncü yüzyıllarda Donatistler başta olmak üzere, Arius, Makedonius, Nestorius ve taraftarlarına karşı uygular. M.S. V. yy.’da ünlü Hıristiyan ilahiyatçısı ve polemikçisi Augustin, bazı hâllerde Hıristiyanlar için savaşın meşru olabileceğini söyleyerek ilk kez “Haklı savaş” kavramını dile getirir. On üçüncü yüzyılda Saint Thomas bu kavramı daha da geliştirerek sistemleştirir ve sonuçta Hıristiyanlıkta “Kutsal Savaş” kavramı ortaya çıkmış ve din adına bundan sonra yapılan katliamlara bir nevi meşruiyet sağlanmış olur.1

Hıristiyanlık tarihindeki asıl büyük kitlesel şiddet eylemlerini 10. yy’dan sonra görmeye başlıyoruz. Bunlar, Katolik papaların kurduğu engizisyon mahkemelerinde, resmi kilisenin öğretilerine karşı gelenlere uyguladığı ve yaklaşık 6-7 asır (1200-1800) boyunca Avrupa’da ve Güney Amerika’da devam edecek olan yargısız infazlardır.2. Engizisyonlarda, papalığın resmi doktrinine karşı gelenlere, kilise konsülleri tarafından da onaylanan en acımasız işkenceler uygulanmıştır, Bunlardan bazıları; sanığa suçunu itiraf ettirmek için kaynar suya el vb. organları batırma veya kor halindeki demiri elle tutturma (Ordalia) işkencesi, zincirli askı metodu, ateşte kızdırılan demir topuzlarla kamçılama, diş, çene, cinsel organları ezme işkenceleri, “kafirlik kafesine” konulup sokaklarda teşhir ve alay edilme metodu, çıplak olarak direğe bağlayarak yukarı çekip aşağı atma (estrapade) işkencesi, kömür korunda ayak üstü yürütme ve su işkencesi, kazığa oturtma gibi kilise (insaf sahibi bazı papazlardan buna kaşı çıkanlar olsa da) akla hayale gelmeyen en acı ve yüz kızartıcı işkenceleri uygulamaktan çekinmemiştir.3

Sorgulama sonunda sanık (hala hayattaysa) suçunu itiraf etmediyse ölüm dahil çeşitli cezalara mahkum ediliyordu. En ağır ölüm cezası ise, odun yığınları içerisinde diri diri yakılmaktı. Hatta kimi durumlarda ölen kişinin cesedinin mezardan çıkarılıp yakıldığı bile oluyordu.4 Aynı metodu Bizans İmp.’luğu, Slav Balkanları arasında ortaya çıkan “Bogomiller Hareketini” bastırmak için, hareketin lideri Vasilios ve taraftarlarını odun yığınları üzerinde yakarak uygulamıştır.5 Engizisyonlarda doğum esnasında sancı çeken ve uyuşturucu alan kadınlar bile yargılanmıştı. Çünkü onlar bunu yapmakla Tanrının Havva’ya “Zahmetini ve gebeliğini ziyadesiyle çoğaltacağım, ağrı ile evlat doğuracaksın” (Tekvin, 3/16) sözüne karşı çıkmış oluyorlardı.6

O günün şartlarında net rakamlar belli olmamakla birlikte tüm bu olaylarda en azından yarım milyona yakın insanın öldüğü (yaklaşık elli bini yakma cezası) ve 5 milyon kişinin de başka yerlere göç etmek zorunda bırakıldığı tahmin edilmektedir.7 Bu olaylar, Katolik Papa kilisesinin yüzkarası ve bir insanlık suçu olarak tarihe geçmiştir

Bir başka kitlesel şiddet ve terör eylemleri Haçlı Seferleridir. Papalar, kendileri günah çıkartma karşılığında cennetten parselledikleri arsaları büyük paralar karşılığında insanlara satıp lüks ve refah içinde yaşarken, ortaçağın yoksul, sefil halkı ile maceraperest şövalyelerini, kutsal toprakları alma, cenneti hak etme ve İslam dünyasının zenginliklerini ele geçirme vaadi ile kandırarak tarihte Haçlı Seferleri olarak bilinen büyük kıyımların da müsebbibi olacaklardır. Yollarda aç susuz ve perişan olan bu kandırılmış kalabalıklar, geçtikleri yerlerde çoluk, çocuk, yaşlı kadın demeden tarihin en korkunç katliamlarını işlemişlerdir. Kudüse giren Haçlıların yaptıkları katliamın görgü tanıkları olayı tasvir ederken Kudüs’de dökülen kanın neticesinde ölülerin cesetlerinin kan deryası içinde yüzdüğünü, oluk oluk kan aktığını, etrafta kesilmiş, sağa sola savrulmuş kafa, el ve ayakların bulunduğunu ifade etmişlerdir. Müslümanların yanında, Yahudiler ve Katolik olmayan Hıristiyanlar da bu katliamlara maruz kalmışlardır.8

Roma Katolik Kilisesi ile Ortodoks Bizans arasındaki siyasi, kültürel ve dini farklılıklar nedeniyle süre gelen çatışma 1054 yılında karşılıklı afarozla sona ermiş, Papa ile Patrik birbirlerini “sapkınlık ve küfürle” itham ederek iki kilise arasındaki ayrılığı kesinleştirmişlerdir. İşte bu nedenle Haçlı seferlerinin dördüncüsü (1204) İstanbul’a yapılmış, şehir yağmalanmış, Ortodoksların kutsal mekânları tahrip edilmiş, rahipler asılmış ve Patriğin tahtı üzerinde edepsiz kadınlar şarkılar söyleyerek hakaret etmişlerdir.9 Ayrıca o zamanki dünyanın en büyük kültür merkezinin değerli hazineleri istilacıların eline geçmiş ve çoğu da Avrupa’ya kaçırılmıştır. (Nitekim bu dönemde Vatikan’a kaçırılan bazı azizlere ait parçalar geçtiğimiz yıllarda Patrikhaneye iade edilmiştir) Bu durum iki kilise arasındaki kin ve nefreti daha da derinleştirmiştir. Nitekim bunu Niketas Khoniates adlı bir Bizanslı “Melun Latinler… Mülkümüze ağızlarının suyu akıyor, kökümüzü kurutmak istiyorlar… Aramızda bir kin uçurumu var, onlarla birleşmemiz imkânsız, her şeyimiz ayrı” sözleriyle dile getirmiştir.10 Yine bir başka Bizans tarihçisi ise “Omuzlarında İsa’nın haçını taşıyan bu adamalara nispetle İsmaililer (Müslüman Araplar), daha insan dostu ve daha merhametlidir” diyecektir.11 Yine Bizans tarihçisi Dukas’ın ifadesine göre İstanbul’un fethi öncesi Katoliklerle birleşmek adına 12 Aralık 1452’de yapılan Latin usulü ayini gören yüksek rütbeli bir Bizans saraylısı “İstanbul’un ortasında Latin Papazların külahını görmektense Osmanlı sarığını görmeyi tercih ederim” demek durumunda kalacaktır.12

İspanya’da Endülüs Emevi devletinin yıkılmasının akabinde 1490’lardan sonra Yahudi ve Müslümanlara karşı yapılan soykırım ve toplu göçlerin arkasında da Papalık yatmaktadır. Reconquista (yeniden Hıristiyanlaştırma) adı verilen bu mücadeleyi papalık Haçlı savaşlarının bir devamı olarak görmüş, Papa II. Clement 12 Nisan 1525 tarihli kral Karlos’a gönderdiği mektubunda “hala bu topraklarda Müslüman halkla birlikte yaşanılıyor olmasının kendini son derece üzdüğünü, bunların takibata alınıp bir an önce engizisyona havale edilmeleri gerektiğini” söylemiş, sonuçta bir çok Müslüman şehri, kanlı istilalara maruz kalmış, halk, sürgüne gitme, Hıristiyan olma ya da ölüm arasında tercihe zorlanmıştır. 700 yıllık bir birikimle o zamanki dünyanın bu en büyük ilim ve medeniyet merkezi tarumar edilmiş, yüz binlerce kitap yakılmıştır. Buralara gönderilen Cluny tarikatı misyonerleri, İslam ve Hz. Muhammed (as) hakkındaki çok çirkin ve edepsiz iddialarıyla İslam’a hakaret ederek Müslümanları zorla Hıristiyanlaştırma faaliyetinde bulunmuşlardır. Bu meyanda Müslümanlar “Köpekler vaftiz edilmeli”, “Müslümanlara ölüm” nidaları ile topluca kiliselerde ve hayvan ahırlarında, üzerlerine su serpilerek zorla Hıristiyanlaştırılmışlar ve bunlar Hıristiyanlaştırıldıktan sonra bile “küçük Müslüman” anlamına gelen “Moriscolar” adıyla çağrılmışlardır. Anne-babaların, tanassura uğrayan çocuklarının haça tapma törenlerini çaresizce ve gözü yaşlı bir şekilde izlemekten başka ellerinden bir şey gelmemiştir.13

Oysa aynı yıllarda Osmanlı hâkimiyetinde bulunan Anadolu’da ve Balkanlarda yaşayan gayri Müslimlere verilen beratlarla tam bir dini özgürlük sağlanmış, Fatih Sultan Mehmed Patriğe Bizans döneminde sahip olduğu tüm haklardan daha fazlasını vermiş ve batılı tarihçilerin deyimiyle Patrikhane “devlet içinde bir devlet” haline gelmiştir.14 Bunun en somut örnekleri verilen beratlarla bin yıldan beri halen ayakta kalan Yunanistan’daki meşhur Aynaroz (Ayion Oros) Manastırları, İstanbul ve Balkanlardaki sayısız manastır ve kiliseler ve belki de en önemlisi de Balkanlardaki Hıristiyan halklardır. İmparatorluk 500-600 yıl hakim olduğu bu bölgelerde İspanyadaki gibi toplu kıyım ve jenosid uygulamış olsaydı (ki en güçlü olduğu dönemlerde buna karşı gelebilecek her hangi bir devlet de yoktu) tıpkı bu gün İspanya’da o günden kalan herhangi bir müslümandan bahsetmenin mümkün olmadığı gibi bu gün de Balkanlarda Hıristiyan halklardan bahsetmek herhalde imkansız olurdu.

Papa, İsa’nın vekilidir, bu nedenle o, yanılmazdır. Meşruiyetini bu temel prensipten alan Papalık yapılan birçok bilimsel inceleme ve araştırmalara da “kilisenin dışında bir başka doğru / kurtuluş” yoktur dogmasıyla (Hıristiyan inancı) karşı gelmiş, akıl ve bilimden yoksun bu düşüncesiyle yüzyıllarca ortaçağ Avrupasın’da kitlelere yön vermiştir. Buna en güzel örnek de “dünya dönüyor” dediği için kilise tarafından ölüme mahkûm edilen, ancak bu fikrinde vazgeçtiğini itiraf etmekle kurtulan Galile’dir (ö. 1642) Fakat dönemin ünlü düşünür ve ilahiyatçıları Giordano Bruno (ö.1600), Jan Huss (ö. 1415) ve daha pek çok ilim adamı Galile kadar şanslı olamamışlar ve diri diri yakılarak ölüme mahkûm edilmişlerdir.15

Papaların yukarıda saydığımız bu akıl dışı uygulamaları, kitleleri isyana mecbur bırakmış, batının dinden soğuyup ateizme yönelmesine ve din karşıtı fikirlerin filizlenmesine zemin hazırlamıştır. Martin Luther gibi dindar kalanlar ise ona karşı isyan bayrağını açarak şiddete başvurmuşlar, sonunda “Protestanlığın” ortaya çıkmasıyla Hıristiyanlık tarihindeki ikinci büyük ayrılık hareketi yaşanmıştır. Bu mücadelede Luther papayı “Deccal” olarak nitelendirmiştir.

(Özellikle misyonerler tarafından) Protestanlığın kurucusu ve özgürlük yanlısı olarak sunulan Lutherde düşmanlıkta papalardan geri kalmamıştır. O, Mesih karşıtı olarak nitelendirdiği Müslümanlar / Türkler için “Biz onları din adamları ile birlikte kılıçtan geçirmedikçe onlara karşı galip gelemeyiz” der.16 Luther köylülerin isyanında da prenslerin yanında yer alarak halkların katledilmesinin dinen meşruluğunu savunmuştur.

1618’de Avusturya imp. II. Ferdinand yukarıda bahsettiğimiz Katolikliğin kaybolan itibarını sağlamak üzere başlattığı hareket kısa zamanda büyüyüp gelişmiş ve tarihte meşhur “30 yıl savaşları” (1618-1848) olarak bilinen ve Avrupa’yı kasıp kavuran binlerce kişinin öldüğü kanlı mezhep savaşlarına sahne olmuştur.

Avrupa devletleri kurdukları sömürge imp. ile Afrika’nın yer üstü ve yer altı zenginliklerini gasp ederken, misyonerlerde toprak karşılığında İncil pazarlamışlardır. Dolayısıyla bu gün bu ülkelerde yaşanan olan açlık ve sefaletin baş müsebbi olarak da karşımıza Hıristiyan papalar ve din adamları çıkmaktadırlar.

20 yy.’da dünyanın kurulmasından bu yana peşpeşe şahit olduğu ve milyonlarca insanın ölümüne yol açan iki büyük savaşın temel aktörleri de Hıristiyan unsurlar olmuş, kilise de bir şekilde buna müdahil olmuştur. Nitekim İngiliz Kilisesi, Birinci Dünya Savaşını Tanrının krallığı ile şeytan (Almanya) arasında bir savaş olarak nitelemiştir.17 Yine aynı şekilde II. Dünya savaşı sırasında ABD’nin Japonya’ya attığı atom bombalarının proje ismine de “Trinity” yani teslis adı verilmiş, 18 bu teslis bombasının yaptığı tahribatlar nedeniyle yüzbinlerce insan ölürken, ondan daha fazlası (henüz doğmayan bebekler bile) sakat kalmıştır, ifade edildiğine göre ise bu gün bile halen oralarda bitki yetişmemektedir.

Fakat ne gariptir ki gerek kendi aralarında gerekse başkalarına karşı yapılan tüm bu katliamlar, vahşilikler İsa-Mesih adına, onun sevgisini kazanma adına yapılmıştır. Demek ki bu gün insanlara sadece sevgi, barış, iyilik ve kardeşlik adına vazedilmeye çalışılan İncil’den sadece sevgi ve merhamet çıkmıyor! Ne de olsa kilise ve papalık “yanılmazlık” sıfatıyla dinde her türlü tasarruf hakkına sahiptir, istediğini cennete sokar çıkarır, günahları bir çırpıda bağışlayabilir, yukarıda gördüğümüz gibi kan dökülmesi gerektiğinde de İncillerde yer alan ve misyonerler tarafından ağızlara pelesenk edilen “düşmanlarınızı da sevin” gibi sevgi ve şefkat ifadelerine rağmen, din adına böylesi kanlı tasarruflarda da bulunabilmektedirler!


Dipnotlar: 1) Augustin. Treatise Concerning the Correction of the Donatists, Christian Classics Etheral Library 2000. (naklen Şinasi Gündüz, Hıristiyanlıkta Şiddetin Meşruiyet Zemini, İslamiyat V, 2002, 55-56). 2) Guy-Jean Testas, Engizisyon, (çev. Ali Erbaş), 2003, İnsan yay., s. 7-9. 3) Mehmet Esgin, Hristiyanlıkta Engizisyon Mahkemeleri (Selçuk Üniv. Sos. Bilim. Enst. yayımlanmamış doktora tezi) 1998, Konya, s. 310-319; Guy-Jean Testas, Engizisyon, 39-41. 4) Esgin, 329 vd.,353-355; Guy-Jean Testas, 42-46. 5) Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Fikret Işıltan), Ankara, 1999, s. 345. 6) Bernand Russell, Din ve Bilim, s 78. 7) Esgin, 363. 8) Reşit Turnagil, İslamiyet ve Milletler Hukuku, s. 140-143. 9) Olivier Clement, Din Fenomeni (çev. Mehmet Aydın,) s. 205. 10) Ostrogorsky, 361-362. 11) Ostrogorsky, 386. 12) Ostrogorsky, 523-524. 13) Mehmet Özdemir, İspanya Krallığının Hıristiyanlaştırma Politikası, Ank. Üniv. İlah. Fak. Derg., c. XXXV, 1996, 243-284. 14) Engelhardt, Tanzimat (Çev. Ayda Düz), İst., Milliyet yay., s. 91. 15) Gündüz, 42. 16) L. Hagemann, Martin Luther ve İslam Anlayışı (çev. K. Kahramantürk), İzmir, 2000, s. 10 vd. 17) R.G. Jhones, Groundwork of Christian Ethics, London, Epworth Pres, 1984, 86. 18) Ahmed Davudoğlu,, Divan İ. A. Dergisi, 2000/2, s. 28.

Salih İnci


 

Firma Tanıtımı
Taziye Çadırı İmalatçısı Kayseri Emek Çadır
Taziye çadırı, yakınlarını kaybeden ailelerin taziye için gelen misafirlerini ağırlamalarına imkan tanıyan özel bir mekandır. Kapalı bir alan sunarak her mevsimde pratik bir çözüm sağlar.
3D Yazıcı Pla Filament Matersan Ender 3D
3D yazıcılar, dijital tasarımları katman katman fiziksel nesnelere dönüştüren harika cihazlardır. Bu teknoloji, endüstriyel üretimden kişisel kullanıma kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. 3D yazıcı, birçok endüstride kullanılmaktadır. PLA filament, polilaktik asit kısaltmasıdır ve doğal kaynaklardan elde edilen bir biyoplastiktir. Bu özellikleri sayesinde çevre dostu bir malzeme olarak öne çıkar. 3D baskıda sıklıkla kullanılan bir filament çeşidi olup, genellikle makul bir fiyatla temin edilebilir.
Basketbol Potası Fiyatları Parmosan Basketbol Potası
Basketbol, dünyanın en popüler sporlarından biridir. Bu spor, hem profesyonel hem de amatör düzeyde oynanmaktadır. Basketbol oynamak için gerekli ekipmanlardan biri de basketbol potasıdır basketbol potası fiyatları, potanın özelliklerine ve kullanım alanına göre değişmektedir.
Modelka Çelik Kapı Fabrikası Ucuz Çelik Kapı Fiyatları Yangın Kapısı
Yangının yayılmasını önleyen kapılar yangın kapısı olarak Modelka tarafından tasarlanmıştır. Güvenli bir çelik kapı fabrikası seçimi önemlidir. Yangın kapısı fiyatları, boyut, malzeme kalitesi ve özelliklere bağlı olarak değişebilir. Güvenliğinizi düşünerek doğru yangın kapısını seçmek önemlidir. Modelka gibi güvenilir firmaları tercih edin.
Kayseri Spor Salonu İyc Spor Merkezi
Kayseri spor salonu İyc spor merkezi, bu alanda kendini kanıtlamış ve spor yapmayı sevenlerin ilk tercihi haline gelmiştir. Spor salonumuz, modern ekipmanları ve uzman antrenörleriyle sizlere en iyi spor deneyimini sunuyor.
Yerden Isıtma Çok Yakar Mı?
Yerden ısıtma mı petek mi daha avantajlıdır? Gibi sıkça sorulan sorular, merak edilen ve araştırılan konular arasındadır. yerden ısıtma sistemleri petekli sistemlere göre %44 daha az yakıt harcar ve yaklaşık %30 oranında tasarruf sağlamaktadır.
Kamelya Fiyatları Parmosan Kamelya İmalatı
Gölgelik ve oturma alanı sağlayan kamelyalar, hem estetik hem de işlevsel açıdan oldukça faydalıdır. Kamelya fiyatları, ürünün malzemesine, boyutuna, tasarımına ve işçiliğine göre değişiklik gösterir.
Kayseri Avukat Guga Hukuk Bürosu Kayseri Boşanma Avukatı ve Ceza Avukatı
Guga Hukuk bürosu olarak Kayseri ve çevre illerde kayseri avukat, boşanma avukatı, ceza avukatı, icra avukatı, icra avukatı, tazminat hukuku avukatı, trafik kazası avukatı ve miras hukuku avukatı olarak sizlere en iyi hizmeti vermekteyiz.
Kayseri Yüzme Havuzu İyc Spor Merkezi
Kayseri yüzme havuzu, modern yaşamın yoğun temposundan uzaklaşmanın en mükemmel yollarından biridir. Kayseri yüzme hizmetimiz, bu özel deneyimi sizlere sunuyor.
Kutu Harf Kayseri Reklam Tabela Umay Reklam
Kutu harfler, çeşitli alanlarda kullanılabilirler. kutu harf üreticisi Umay Reklam uygulama alanları İşletme tabelalarında, fuar ve etkinliklerde, iç mekan dekorasyonunda sıklıkla görebiliriz.
Kayseri Yüzme Havuzlu Fitness ve Spor Salonu İyc Spor Merkezi
kayseri fitness arayanlar için İYC kayseri spor salonu, mükemmel bir seçenek. Tesis, şehir merkezinde, ulaşım açısından kolay bir konumda yer almaktadır. kayseri yüzme havuzuna ve diğer spor olanaklarına sahiptir.
Çatılı Piknik Masası Parmosan Piknik Masası
Piknik yapmak, açık havada keyifli vakit geçirmenin harika bir yoludur. Ancak güneşin veya yağmurun sizi rahatsız etmesini istemiyor musunuz? Parmosan çatılı piknik masası devreye giriyor! Çatılı piknik masaları, açık hava etkinliklerinizi daha keyifli hale getirmenin mükemmel bir yolunu sunar.

 

Hak Enerji Yerden Isıtma
Kayseri Haberler | Kayseri | Anne & Çocuk & Bebek | Bilim Teknik | Finans | Sağlık | İş & Eğitim | Hava & Yol | Resimler  | İstatistiklerimiz | Reklam  | İletişim

 

 

Kayseri Emlak
Kayseri Otomobil
Eleman İlanları
İş İlanları
Diğer İlanlar
• Elektronik
Kayseri Tarihi
Kayseri Coğrafyası
Kayseri İlçeleri
Kayseri Firma Rehberi
 • Demografik Yapısı
 • İl Yönetimi
 • Kültürü
 • Folkloru
 • Turizmi
 • Ekonomisi
 • Kayseri Fotoğrafları
 • Kayseri Gelenekleri
 • Kayseri Genel Bilgiler
 • Kayseri Spor
 • Kayseri Haritası
 • Kayseri İz Bırakanlar
 • Kayseri Nostalji
 • Kayseri Nüfusu
 • Kayseri Sağlık
 • Tarım Hayvancılık
 • Kayseri Ulaşım
 • Kış Sporları
 • Tuzla Gölü
 • Erciyes Spor
 • Sultan Sazlığı
 • Kayserililik
 • Kayseri de Bir Gün
 • Nöbetçi Eczaneler
 • En Güzel Mekanlar
 • Vefat Edenler
 • Kan Bankası
 • Oyunlar
 • IQ Testi
 • Reklam
 • Egzersiz Hareketleri
 • Rüya Tabirleri
 • Burçlar
 •
Şifalı Bitkiler
 • Gönül Köşesi
 • İsminizin Anlamı
 •
Sinema Salonları
 • Şiirler
 • Foto Galeri
 • İstatistikler
 • Türkülerimiz
 • Sözlük Çeviri
 •
Videolar
 • Edebiyat
 • Tiyatro
 • Konser Konferans
 • Tarihi Yerler
 • Sinema Haberleri
 • Kayseri Sinema Salonları
 • Genel Kültür Maneviyat

 Kayseri Copyright © 2007 - 2024 Kayseri Haberleri Kayseri Firmaları www.kayserikent.com Tüm hakları saklıdır.

Kayserikent.com'un Amacı İnternet üzerinde Kayseri ile ilgili akla gelebilecek her türlü bilgiyi kategorilere ayırarak bilgiye kısa ve çabuk ulaşılmasını sağlamak, Kayseri de ticari, ekonomik, kültürel ve sanatsal alanlarda faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşları bir çatı altında toplamak, günlük taze haberlerle Kayseri dışındaki Kayserilileri Kayseri de olup bitenlerden haberdar etmektir. Kayserikent.com'un Hedefi Kayseri ile ilgili bilgi arayan herkesin ilk aklına gelen kaynak olmaktır. Kayserikent.com, bu amaçla çıktığı yolda hergün daha iyiye ulaşmak için çalışmaktadır. Neden İnternet Reklamcılığı? İnternet, Türkiye ve dünyada iş hayatının kaçınılmaz bir parçası haline gelmiştir. Artık şirketler reklam bütçelerinde internet reklamcılğınada yer ayırmaktadır. Ulaşılan hedef kitle göz önünde bulundurulduğunda internet üzerinden yapılan reklamlar diğer araçlara göre karşılaştırılamayacak kadar ekonomiktir. Geleneksel reklam araçlarından daha etkili ve ölçülebilir olması da internet reklamlarını daha etkili kılmaktadır. Neden İnternet Reklamcılığında Kayserikent.com ? Genel internet siteleri elbette daha fazla sayıda kullanıcıya hizmet vermekte, ziyaretçi sayıları günde yüzbinleri bulmaktadır. Ancak siteleri ziyaret eden kullanıcıların sizin firmanızın ürün ve hizmetleri ile ilgili olma olasılıkları düşünüldüğünde reklam için harcanan paranın çok küçük bir bölümünün amaca uygun ziyaretçiye ulaştığı görülmektedir. Kayserikent.com da reklam Kayserililere doğrudan ulaşabileceğiniz en etkili araçtır. Hedef Kitlenize Kayserikent.com İle Ulaşın! Kayseri'nin en büyük şehir portalı Kayserikent.com, her ay 120.000 Kayseriliye 800.000 sayfa gösteriyor. Kayserililerin internetteki buluşma noktası Kayserikent.com, internetteki tanıtım ihtiyacınızı fazlası ile karşılamaya hazır profesyonel bir sitedir. Reklamlarınız, ayda ortalama 5000 - 10.000 basılan sektörel dergilere oranla çok daha fazla kişiye daha uygun fiyatla ulaşacaktır.

Bu site en iyi IE 5.0 üstü tarayıcılar ve 1024x768 ekran çözünürlüğü ile görüntülenir.

Web Tasarım  Kent Media

Popüler Sayfa Etiketleri

kayseri haberleri  kayseri firma rehberi  kayseri emlak  kayseri nöbetçi eczane  kayseri iz bırakanlar  kayseri katalog  kayseri sektör  kayseri mobilya  Mobilya Kayseri  Kayseri Mobilya İmalat  KAYSERİ  kayseri resim foto  Kayseri Resimleri   kayseri'de spor  kayserispor  kayseri spor   kayseri erciyes spor  Erciyes Spor   KAYSERİ HABERLER   kayseri haber  kayseri haberi  kayseri haberleri   kayseri kent haberler  Kayseri Emlak  Kayseri Gazete  Kayseri Gazeteleri  Kayseri tv  Kayseri Develi  Kayseri Yemekleri  Kayseri yerden ısıtma www.hakenerji.com.tr www.yerdenisitma.com.tr www.yerdenisitma.org


Kayseri Kent Portalı haberler firmalar ve aradığınız herşey burada. Kayseri güncel haberler ve son dakika haberleri