Kayseri Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Adnan Evsen, Türkiye'de yapı denetiminde jeoloji mühendislerinin kontrolörlük yaptığı tek ilin Kayseri olduğunu söyledi.

     1999 Marmara Depremi'ne kadar Türkiye'de depremin kadercilik olarak algılandığını ifade eden Evsen, 2001 yılında oluşturulan 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu ile birçok eksikliğin giderildiğini belirtti. Evsen, giderilen eksikliklere rağmen, kanunda bir takım boşluklar olduğunu vurguladı. Meydana gelen aksaklıkları kanundaki boşluklara bağlayan Evsen, kanundaki başlıca üç eksiğin özellikle sakıncalı olduğuna dikkat çekti.

     Söz konusu eksikleri, projelerin muhataplarının proje sahibi firma tarafından seçilmesi, yapı denetiminde jeoloji mühendislerinin kilit personel olarak bulundurulmaması ve kontrolörlüğün alaylı olan temel sondörler tarafından yapılması olarak sıralayan Evsen, "Kanun içerisinde zemin etütlerini yapacak kişilerin inşaat mühendisleri olduğu belirtilmiş. Ama inşaat mühendisleri zemin konusunda uzman olmayabilir. Ancak kanun içerisinde firmanın, yetkili bir kişi bulmaması durumunda hizmet satın alması yapabileceğine dair bir madde de var. Biz kanundaki bu boşluğu kullandık ve Türkiye'de ilk defa, Türkiye'de yapılarda bizim odamıza bağlı meslek erbaplarının denetim yaptığı il olarak ortaya çıktık" dedi.

     Evsen, Kayseri Jeoloji Mühendisleri Odası olarak kontrolörlüğe dair bir sözleşme hazırladıklarını da dile getirdi. Sözleşmenin maddi yükümlülüğü de beraberinde getirdiğini söyleyen Evsen, yapı denetim kurumlarının kendi muhataplarını kendilerinin seçmesinden dolayı bu durumdan rahatsız olduklarını ifade etti. Evsen, "Yapı denetim kuruluşları ya da proje sahipleri kendi muhataplarını kendi seçtiklerinde arada gayri resmi olan başka hukuklar da doğuyor. Madden de manen de böyle. O nedenle yapı denetim kuruluşları bu durumdan rahatsızlık duydular. Zaman zaman bizleri karalama kampanyasında da bulundular. Ama bizim odamıza son imzayı attırmadan onay almaları mümkün olmadığı için mecburen bize gelmek zorundalar" ifadelerini kullandı.

     Bunun yanı sıra, 3. derece deprem bölgesi olarak bilinen Kayseri'de halkın bundan dolayı rehavete kapılmaması gerektiğinin de altını çizdi. Van'da meydana gelen Tahtalı merkezli depremde, merkez noktasında bilinen herhangi bir fay hattının olmadığına, buna rağmen 7.2 büyüklüğünde deprem olduğuna dikkat çeken Evsen, şöyle konuştu: "Tabanlı merkezli fay hattı Türkiye diri fay hattında gözükmüyordu. Dolayısıyla risk gözükmüyordu. Bilim insanları orada yalnızca tanımlanamayan bir sismik boşluktan söz ediyordu. Ama buna rağmen bölgede 7.2 büyüklüğünde deprem oldu. Hangi 2. derece deprem bölgesinde 7.2 büyüklüğünde deprem olabilir? Bu nedenlerden dolayı bir an önce Türkiye'nin diri fay hatlarının güncellenmesi gerekiyor."

     Evsen, ayrıca, Erciş ve Kayseri'nin taban ve tektonik yapı bakımından birbirine benzediğini de ifade etti. Evsen, bu nedenle, 3. derece deprem bölgesi olarak bilinse de, Kayseri halkının rehavete kapılmaması gerektiğini vurguladı. Evsen, "Tabiat olayları ve depremler sürekli devam etmekte. Oturduğumuz yerde dahi 3 ve 3'ten küçük hissedemediğimiz depremler oluyor. Kayseri'deki insanlar da nasıl olsa 3. derece deprem bölgesindeyiz ve üzerinde bulunduğumuz Ecemiş fay hattı 6'dan büyük deprem üretmez diye rehavete kapılmasınlar" diye konuştu.