Bir fotoğraf, kısa bir video ya da birkaç cümlelik paylaşım Ebeveynlerin gururla sosyal medyada paylaştığı içerikler, çocukların dijital ayak izlerini daha ilkokula başlamadan oluşturuyor.

Ancak bu dijital iz, yıllar sonra bir iş başvurusunda, arama motoru sonucunda ya da beklenmedik bir ekran görüntüsünde çocuğun karşısına çıkabiliyor.
Peki çocuk, kendi dijital geçmişi üzerinde ne kadar söz sahibi? Hangi paylaşım masum bir hatıra, hangisi kişilik hakkı ihlali niteliği taşıyor? Konunun uzmanları, çocukların dijital mahremiyetinin çoğunlukla göz ardı edildiğini belirtiyor.
“Anı” Olarak Paylaşılıyor, Hak İhlali Olarak Geri Dönüyor
Dijital mahremiyet ihlallerinin çoğu, sanıldığı gibi dışarıdan değil, evin içinden başlıyor. Ebeveynlerin aile gruplarında veya sosyal medyada paylaştığı fotoğraflar, kısa sürede kontrol alanının dışına çıkabiliyor. Çocuğun adı, okulu, yaşadığı çevre ve günlük rutinine dair bilgiler farkında olunmadan görünür hâle geliyor.
Uzmanlar, masum görünen paylaşımların bile ileride çocuk için ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor:
“Çocukların kişisel verilerinin erken yaşta paylaşılması; ister ebeveynler tarafından, ister üçüncü kişiler tarafından yapılsın, ilerleyen süreçte çeşitli risklere yol açabilir.”
Yasal Çerçeve: Çocuğun Kişisel Verileri Güvence Altında
Mevzuata göre çocuklara ait kişisel veriler özel koruma altında değerlendiriliyor. Bu kapsamda fotoğraf, video, biyometrik veri ve konum bilgisi gibi içeriklerde açık rıza, amaçla sınırlılık ve ölçülülük ilkeleri zorunlu tutuluyor.
Uzman görüşlerine göre, bu hukuki çerçeve yalnızca anlık paylaşımlar için değil, geçmişte izinsiz biçimde yapılan paylaşımlar için de uygulanabiliyor:
“Çocukların geçmişte rızaları olmadan yayılan görselleri ve bilgileriyle ilgili hukuki süreçlerin işletilmesi mümkün.”
Unutulma Hakkı: Dijital İzleri Sildirme Talebi
Çocuk belirli bir olgunluğa eriştiğinde, kendi izni dışında yapılan eski paylaşımların kaldırılmasını isteyebiliyor. Bu talepler; içeriklerin silinmesi, arama sonuçlarının kısıtlanması veya erişimin engellenmesi gibi sonuçlar doğurabiliyor.
Uzmanlara göre bu süreç “unutulma hakkı” kapsamında değerlendiriliyor:
“Çocuğun ayırt etme gücü ölçüsünde rıza verebilme yetkisi vardır. Ebeveynlerin de velayet hakkını kullanırken çocuğun üstün yararını gözetmeleri gerekir.”
18 Yaş Sonrası Dava Yolu Açılıyor
İzinsiz veri paylaşımı nedeniyle doğabilecek uyuşmazlıklarda, çocuk 18 yaşını doldurduktan sonra yasal yollara başvurabiliyor. Bu tür durumlarda zaman aşımı da çocuğun reşit olduğu tarihten itibaren işlemeye başlıyor.
Uzmanlar, bu düzenlemelerin çocukların geleceğini güvence altına almak amacıyla oluşturulduğunu belirtiyor:
“Çocuğun mağduriyetinin giderilmesine yönelik çeşitli mekanizmalar mevcut ve bu mekanizmalar reşit olduktan sonra da işlemeye devam ediyor.”
(Muhabir: Furkan Öztrkmen) |