Bir özel okulun, konuşma desteği alan 5 yaşındaki bir çocuğu kayda kabul etmemesi üzerine açılan davada verilen karar, özel gereksinimli çocukların eğitim hakkı açısından önemli bir örnek oluşturdu.

Çocuğun annesi ve davanın avukatları, süreci ve hukuki çerçeveyi değerlendirdi.
Anne, 2023 yılında artikülasyon problemi yaşayan kızını evine en yakın okula kaydettirmek istediklerini, online başvurunun ardından okul tarafından görüşmeye çağrıldıklarını anlattı.
Görüşmede çocuklarıyla ilgili ayrıntılı bilgi istendiğini, konuşma desteği aldığını söylemelerinin ardından pedagoga yönlendirildiklerini belirtti. Yaklaşık 10 dakika süren değerlendirme sonunda çocuklarının okula uygun olmadığı gerekçesiyle kabul edilmediğini ifade etti.
Herhangi bir akademik sorunu olmayan çocuk için bu kararın kabul edilemez olduğunu vurgulayan anne, noter aracılığıyla iki kez ihtar gönderdiklerini, okulun her iki ihtara da “kontenjan yok” yanıtı verdiğini söyledi. Ancak daha sonra yapılan başvuruda, okulda boş kontenjan bulunduğunun belgelendiğini aktardı.
Bu tespitlerin ardından 2023 yılında dava açıldığını belirten anne, mahkemenin davayı tek celsede sonuçlandırarak okulun “dolaylı ayrımcılık” yaptığına hükmettiğini söyledi. Kararda, bir çocuğun özel gereksinimi olsun ya da olmasın eğitim hakkına sahip olduğu ve bu gerekçelerle reddedilemeyeceği vurgulandı.
Sürecin çocuk üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını dile getiren anne, kızının aylar boyunca okulun önünden geçerken ne zaman başlayacağını sorduğunu, bunun bir ebeveyn için son derece yıpratıcı olduğunu ifade etti. Açılan davanın, bir çocuğun eğitim hakkı için verilen uzun bir mücadelenin sonucu olduğunu söyledi.
Davada görev alan hukukçular ise kararın önemine dikkat çekerek, dolaylı ayrımcılığın açıkça ifade edilmese bile dezavantajlı grupları olumsuz etkileyen uygulamalar anlamına geldiğini belirtti. Mevzuata göre, resmi ya da özel hiçbir okulun özel gereksinim temelinde öğrenci seçme hakkı bulunmadığı, ayrımcılığın her türlüsünün yasak olduğu hatırlatıldı.
Kararın emsal niteliği taşıdığına işaret eden hukukçular, benzer durumlarla karşılaşan ailelerin bu kararı dayanak gösterebileceğini, özel gereksinimli çocukların eğitim hakkının anayasal ve yasal güvence altında olduğunu vurguladı.
(Muhabir: Furkan Öztürkmen) |