Mehmet Bey, biz 4 kardeş evlenemiyoruz, bir türlü kısmet olmuyor. En büyüğümüz 44, en küçüğümüz 31 yaşında.
Gittiğimiz kişiler, "Kısmetiniz bağlı, büyü var" diyor. İnanmak istemiyoruz ama ister istemez etkileniyoruz. Neredeyse okumadığımız dua kalmadı.
Rabbim "İsteyin vereyim" diyor ve "Evlenin" diyor. Bu durumda "Neden evlenemiyoruz" diye düşünüyorum. Bir yerlerde yanlış mı yapıyoruz acaba? Hangi duayı okumamızı tavsiye edersiniz?
(Rumuz: Zeynep)
Yeri göğü ayakta tutan duadır. Her şey duaya bağlı ve dua üzerinde duruyor. Dua, Allah'tan istemektir. Elin yetişmediği, gücün yetmediği şeyleri, derdini, tasanı Allah'a arz etmektir. Biz zaten elimizden geleni yapıyoruz, gücümüzün yettiği şeylerin üstesinden geliyoruz. Ama tıkandığımız yerde Allah'a yöneliyoruz, çıkış yolunu O'ndan bekliyoruz.
O'ndan başka kimsenin kapısına gitme imkânı da yok. Yüce Allah düzeni böyle kurmuş. Kul isteyecek, Allah verecek. "Yapmadığımız dua kalmadı" diyorsunuz. Doğrusunuz, haklısınız. Bildiğiniz kadar dua yapıyorsunuz. Daha o kadar dua var ki, bizim yaptıklarımızla kıyaslayacak olsak, yaptıklarımız binde biri bile değildir. Bunun için geri çekilmek yok, duaya devam...
İki türlü dua
İki türlü dua ederiz. Birisinde isteriz, diğerinde istemeyiz. İstediklerimiz ihtiyaçlarımız olan şeylerdir. "Allah'ım, ver" deriz. Bir de istemediklerimiz vardır, "Allah'ım verme, uzak eyle, sana sığınırım" deriz. Sizin sorunuzda her ikisi de var. Birincisi, "kısmet bağlama, büyü" gibi olumsuz şeylerden Allah'a sığınırsınız. Onların tesirinden kurtulmak için Allah'tan yardım dilersiniz.
Çünkü yapılan sihir, büyü ve benzeri bütün kötülükleri ancak ve ancak Allah etkisiz hale getirir. Bunun için Felak ve Nâs sureleri gibi sure ve ayetleri okur, onların tesirini kırarsınız. Peygamberimiz bu iki sure indikten sonra başka hiçbir şey yapmamıştır. Ona yeten bize de yetmeli...
En önemlisi de böyle şeylerin psikolojik baskısından kurtulmaktır. Büyü gibi şeytanî işlerin en kötü etkisi, insanın umudunu kırması, hızını kesmesi, moralini bozması ve heyecanını bitirmesidir. Şunu iyi bilmek lazım. Büyücülerin elinden bir şey yok, bir yaptırım güçleri de yok.
Allah istemedikçe hiç kimsenin kaderini, kısmetini bağlayamazlar. Kendilerini insanların gözünde büyük/önemli gösteriyor ki, ceplerini, cüzdanlarını biraz daha şişirsinler. O açıdan hiçbir büyücüye, cinciye, "hoca" olarak bilinen "dua simsarlarına" gitmemek, onlara bir şey sormamak lazım. Zaten Peygamberimiz gitmeyi yasaklıyor, kesinlikle gidilmemesini emrediyor.
Evlenememek de güzel
"Neden evlenemiyoruz" diyorsunuz. Evlenmek nimet ve güzel bir şey olduğu kadar, evlenememek de güzel bir şey. Evlenip de evlilik öncesini mumla arayan milyonlar vardır. Bunun için bazı olayların olması kadar olmaması insanın lehine ve faydasınadır. Kur'ân diyor ki: "Belki de sizin hoşlanmadığınız şey, hakkınızda hayırlı olur; hoşlandığınız şey ise sizin için bir şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara, 2:216)
Bir de "Nerede yanlış yapıyoruz" diye kendinizi suçlamayın, yıpratmayın, kendi elinizle kendinizi sıkıntıya atmayın. Başta kendiniz olmak üzere yoluyla yordamıyla evlilik girişimleriniz olur. Aileniz ve yakınlarınız da destek olur. Böylece fiili duanızı yaparsınız.
Allah her duaya karşılık verir. Ama biz O'nun takdirine razı olmak durumundayız. Bize uygun olan neyse, hakkımızda hangisi hayırlıysa O biliyor, O "ayarlıyor", O düzenliyor, O veriyor. Sabırla, kanaatle, rıza ile ve Allah'a olan sonsuz itimat ve güvenle hareket edin. Geçmiş ve geleceğin bütünüyle elinde olan Allah'ın sizler için ne çeşit sürprizler beklettiğini bekleyin.
"Bekleyen derviş, muradına ermiş" misali, "Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler" deyin, ümidinizi hiç yitirmeyin. Bu sözleri kuru birer laf olarak anlamayın. Bunlar birer hakikattir, Kur'ân kaynaklı, Peygamber kaynaklı ölçülerdir. İnanan bir insan için birer kilometre taşıdır. Onun için rahat olun, rahat kalın, rahat yaşayın...
yorum
Atilla Berkant / 21 Ağustos 2009 08:33 Kızlarının evde turşusunu kuracaklar Mevcut sistem evlenmeyi zorlaştırıp, zinayı kolaylaştıran bir sistem.Evlenmek ciddi ekonomik yükümlülükler getiriyor. Bir defa gelir durumun çok iyi olmalı.Ev olayını halletmiş,bayanı ve ailesini ikna etmiş olman gerekir. Günümüzde kız çocuklarının eli yüzü biraz düzgünse ailelere garip bir haller oluyor.Sanki kendi kızlarının dünyada emsali yokmuş gibi akla hayale gelmez kriterler koyuyorlar ve garip beklentilere giriyorlar. Yok tek taş pırlantaydı, yok düğündü, yok balayı idi, yok takı takmak ve aileye hediye almaktı falan derken için suyunu çıkarıyorlar. Evlenmek bu ülkede 30,000 ile 50,000 dolar arasında bir rakama patlıyor.Fakat evliliği sürdürmek ne kadara patlıyor onu bilemiyorum..Aileler, tuhaf kriterler kurarak kızlarını adeta evde çürütüyorlar. Diğer taraftada evlenemeyen erkek evde çürüyor. Bu sefer zina yapmaya başlıyorlar.Fuhuş patlıyor. Piyasada kadına ulaşmak çok zor ve pahalı fuhuşta dahi. Bir gazete haberinde okumuştum. Ortalama bir fahişe eğer genç ve güzelse günde 2000 lira falan kazanıyormuş.Bu işteki rantı gören cinsi sapıklar hemen ameliyatla cinsiyet değiştirip travesti,transeksüel vb sıfatları alarak fuhuş yapmaya başlıyorlarmış.Onlara da inanılmaz bir talep varmış. Geçenlerde bir tanesi öldürülmüştü bıçaklanarak.Gazetede okudum. Bu öldürülen travesti sadece bir senede dört tane lüks apartman dairesi satın alıp altına son model bir jeep çekmiş.Gerisini siz düşünün. Milelt sapıtmış. Cinsel tatminsizlik ve manevi erozyon insanların başına vurmuş. Görmüyormusunuz? Katliam yapan yapana ! |